TÜRKİYE'DE NELER EKSİK
*Kayıt
*Sessizlik
*Organizasyon
*Gösterilen değil, içten içe
yaşanan bireysel ahlak
*Kendini sevme duygusu
*Ortalarda görünmeyen para
sahipleri
*Meyütik (interaktif) biçimde
dinleyen insan
*Sessiz kalmış kaliteli
kişiyi yakalayacak sistem
*Öfkenin, üzüntünün ve
sevincin ötesini görmüş insan
*Yalnız insan
*"Şahane",
"çok güzel", "inanılmaz", tanımlamalarına yaşamında
birden fazla başvurmamış insan
*Bilimsel taviz vermeden,
bilimden para kazanmayı bilen bilimadamı
*Dindar, aynı zamanda zarif
kadın
*Dekolte giyim içinde
soyluluğunu koruyan kadın
*Yaptığı kaçamağı içine
sindiremeyip eşinden ayrılabilen evliler
*Göstermeye gerek duymadığı
bir gücü olan erkek
*Çekici kadını yüzünden değil
sırtından tanıyan erkekler
*Eşzamanlı cinsel orgazm
*Ölümü kabul edebilecek yaşlı
*Uyuşturucuyu yalnızca
denemekle kalmış gençler
*Şemsiye ile yürümeye uygun
kaldırımı olan sokak
*Şemsiye, kemer ve şapka
kullanmayı ve asmayı bilen insan
*Silinmiş değil, olduğundan
fazla görünen azınlık
*Nitelikli Çingeneler
*İnsan elinin yaptığı ürünü
satan ticarethaneler
*Para uğruna becerisini terk etmeyen
insan.
*Yeni bir Nejat Eczacıbaşı;
daha "gerçekçi" Çetin Altan; iki tane Hayrettin Karaca; üç tane Çelik
Gülersoy; Gaziantep'te lokanta artıklarıyla 40 aile besleyen hayırsever gibi
kırk bin daha isimsiz fakat organize hayır isteklisi kişi.
*Şehir derelerinde çınar,
tarlalarda eski armut ağaçları
*Sülale boyu iyi uşaklar
*Başka TRT-2'ler
*Kendini saklamayı bilen,
yormayan, üstüne üstüne gelmeden anlatabilen radyocular, televizyoncular
*Lüks arabaya ceket ve saç
savurmadan binecek yeni zenginler
*Boşanmış kadınlarla
evlenecek genç erkekler
*İyi psikiyatrist
*Açıklanmayıp yaşanan kişisel
filozofi
*Bisikletli insan
*"Doyabilen" insan
*Kaldırım kültürü olan
evsizler.
*"Kasaba kültürlü"
ve teşrifatçı nitelikli değil, bilim ve insan kültürlü politikacı, idareci,
bürokrat ve başhekimler.
*Tabut arkasında bağıran
değil, süzgün kalan üzgünler
*Siyaset psikologları
*Çamurun ve betonun olmadığı
yürünebilecek güzel bir toprak
*Kütüphane
*Biraz daha, eski Bursa ve
İzmir Ailesi
*Heykel
*İfade edebilen insan
*"Çaykovski" ya da
"Minür Nurettin Selçuk" koleksiyonu için her zaman birkaç bin dolar
harcamaya hazır tutkunlar.
*Gönüllüler
*Çılgın olmayan, intihar
etmeyen, kimsenin bilmediği sessiz aşıklar
*Sapkın ya da abartılı
cinselliği nedeniyle değil, mesleki yeteneğiyle popüler olan şarkıcı, sinemacı,
fotoğrafçı, modacı...
*Toprak ve ağaçla uğraşmaktan
köylülere benzeyip gitmiş ziraat ve orman mühendisleri
*Ajanda kullanan, saate uyan
ve doğru Türkçe kullanan insan
*Yalnızca Edip Akbayram'da
kalmış hüzünlü soyluluk
EKLER
*Çoğu yok eden değil, azı
çoğaltan insan
*Kendi kendine öksürürken
bile özür dileyecek vatandaş
*Fiyatı önce şişirip, sonra
da pazarlıkla indirip, alıcıyı aptal yerine koyan satıcılardan arınmış
ticarethaneler.
*Ön sırasını önceden kimseye
rezerve etmeyen toplantılar.
*Türkiye'deki bütün
"konferans"larda, Dünyadaki her soruna "çare bulduğunu" kükreyen
değil, uluslararası bir toplantıda tek bir konuda dişe dokunur bir öneri
sunabilen entellektüeller.
*İngilizce bilmediğini
söyleyebilen öğretim üyeleri
*Yabancılarla tanışıklığını,
Türkiye'de kendine sükse katmak için kullanmayanlar
*Çok çok iyi yapılan herhangi
bir meslek
*Ekmek yemeyen ev kadını
*Sadece günaydın deyip
geçebilen ve arkasını getirmeyen sabah insanları
*Statüsündeki yükselmeden
sonra, göbeklenmeyen yöneticiler
*Her biri farklı bir konuda
protesto pankartı taşıyan ev pencereleri
*Toplumsal düzene ve
varlıklara, kendini yok edercesine sahip çıkan obsesif hastalar.
*Bir şeyi yenisinden de iyi
yapan çok iyi tamirciler.
*Fiziksel çirkinliğini
örtmeye değil, ortaya sürmeye çalışan gerçek insanlar
Kaynak: Tahir M.Ceylan Cumhuriyet Bilim Teknik / Aylak Bilgi
12 yorum:
geriye kim kaldı ki?
Buraya yazılmayanlar.
eksik olan ne biliyor musun?
insan!
eksik insan...ne zaman ki insan oluruz,işte o zaman...
Niye ekmek yemeyen ev kadını?
ekmek yiyen sadece ev kadını mı?
sen gel ben sana göstereyim çalışarak, masa başında ekmek götürenleri.
madde madde itirazım olacak hakim bey...
Sadece günaydın deyip geçebilen ve arkasını getirmeyen sabah insanları
günaydının arkasını getirirsem eğer, o da benim arkamdan gelir de ondan!
eksiğiz diyorum ya...
İtirazlarını yaz öyleyse kızım:))
olacak bir gün değil mi? sakın hayır deme bana da ne yazarsan yaz..
"sapkın cinsellik" gibi sıfat tamlamaları kullanılmayan bir ülke de olsak mesela. en aydın insanın bile içine işlemiş toplumsal cinsiyet kalıp yargılarından zihnini özgürleştirerek kurtaran insanların eksikliğini çekiyorum ben mesela. bu amca güzel güzel yazmış sonra "sapkın ve abartılı cinsellik" gibi bir kalıbı cümle içinde kullanmış. o zaman benim kendisine saygı duymam imkansız. bir sanatçıyı sanat eserleri yerine cinsel yönelimiyle görmeyi tercih eden insanlara suç bulmak yerine adamların cinselliğine sapkın demek olacak şey değil.
Hâkim bey cvp vermemiş ki!!!
Hâkim bey itirazlarını bekliyor, yaz kızım;
Müdahil Nar-ı Can'ın itirazları aşağıda sıralanmıştır:
...
....
.....
......
.......
DY;
Bütün bunlara dünyanın herhangi bir yerinde ulaşılmış ise, bizim için de ulaşılması muhtemeldir.
Sapkın cinsellik diye bir şey vardır. Bu, cinsel yönelimle ilgili değildir. Yazarın bunu, cinsel tercih anlamında kullandığını sanmıyorum. Tamamen ahlâki olandan bağımsız bir biçimi belirttiğinden eminim.
Yazarın eksik diye vurguladığı olgu, bir tarafı diğer taraftan ayrı tutan bir yaklaşımla yapılmamıştır. O bir tespit ve temennidir. Meslek grubundakilerin adam olduklarını da söylememiştir. Onların adam olduklarını iddia etmek, o meslekleri sadece adamlar yapıyor demek olur.
Abartılı cinselliğe gelince;
Nelly Kaplan'ın 'Un fait d'hiver' adlı öyküsünü okumanı öneririm. Öyküdeki kadın, erkeğini bacaklarına giydiği ipeksi siyah çoraplarıyla boğar. Onu her zaman heyecanlandıran bacaklarıyla. Nedeni de, erkeğinin sevişeceği sırada çoraplarını çıkarmamasının kendisini sinirlendirmesidir.
Yorum Gönder