(...........)
Ardından gittiğim kadın, yanardöner tafta entarisinin pililerini yansıtan dalgalı bir devinimde boyunu uzatarak, (1) çıplak koluna zarifçe uzun bir gülhatmi sapını sardı, sonra gür bir ışık huzmesi altında büyümeye başladı. Şöyle ki, o büyüdükçe bahçe de yavaş yavaş şeklini alıyor ve yerler ağaçlar giysilerinin gül bezeklerine ve yapraklarına dönüşüyor, aynı anda yüzü, kolları gökyüzünün lâl rengi bulutlarına uzanıyordu. Biçim değiştikçe gözden kaybediyordum onu, kendi büyüklüğü içinde yok oluyor gibiydi. "Kaçma, kaçma!..
Çünkü doğa da seninle birlikte ölür" diye haykırdım.
Bunları söyleyip, büyüyen ve onu görmeme engel olan gölgesini yakalamak istermiş gibi, kayalar aresında çılgınca yürüdüm, ama dibinde bir kadın büstünün bulunduğu yıkık bir duvarın eteğinde tökezledim. Devrilen büstü kaldırırken baktım ki onun büstüydü... O sevgili yüzü, çizgilerini hemen tanıdım ve gözlerimi gezdirdiğimde, bahçenin bir mezarlık halini aldığını gördüm. Sesler, "Evren gecedir!" diyordu.
Başlangıçta öylesine mutlu olan bu düş, sonunda şaşkına çevirdi beni. Yorumu neydi? Bunu çok sonra anladım. Aurélia ölmüştü. Önce sayrılık haberini aldım. Umutla umutsuszluk arası bir ruh hali içindeydim. Artık çok az yaşayacağıma inanıyordum ve biliyordum artık, seven yüreklerin yeniden bulışacağı bir dünya vardı. Zaten Aurélia, yaşarkenden çok, ölünce benimdi...Bu bencil düşüncenin bedelini sonradan acı pişmanlıklarla ödeyecektim...
(..........)
(1) Cennet yolculuğunda da Dante'ye Beatrice kılavuzluk eder.
Gérard De Nerval, Aurélia (Rüya ve Yaşam)
Cumhuriyet, Dünya Klâsikleri
Çeviren: Erdoğan Alkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder