11 Mayıs 2014 Pazar

SCHILDA' NIN ATI

 
             Alman edebiyatında Schilda adında bir küçük kent vardır, bu kentte oturanlara ilişkin akla gelmedik şakalar ve oyunlar anlatılır. Bu konudaki fıkraların birinden öğrendiğimize göre, Shilda sakinlerinin bir de atları bulunuyormuş; gördüğü işten Schildalılar pek memnunmuşlar, gelgelelim hoşlarına gitmeyen bir kusuru varmış bu atın. Pahalı yulafa pek düşkünmüş. Schilda sakinleri onu bu kötü huyundan kollayıp gözeterek vazgeçirmeye karar vermiş, azığını her gün birkaç yulaf tanesi miktarınca azaltmışlar ve hayvan tam bir perhiz durumuna alışana kadar da bunu sürdürmüşler. Bir zaman durumda hiç bir aksaklık görülmemiş, hayvanı alıştıra alıştıra yiyeceğini bir tek yulaf tanesine düşürmüşler. 'Bir gün daha' demişler. Artık yem diye bir şey vermekten kurtulacaklarmış. Gelgelelim ertesi sabah bakmışlar ki, ne görsünler, hınzır hayvan nalları dikmemiş mi? Schilda sakinleri o kadar düşünmüş, taşınmış, hayvancıklarının neden öldüğünü bir türlü kestirememişler. Bizlere gelince, sanıyorum hayvanın açlıktan öldüğünü söyleyecek ve belli bir ölçüde yulafı yem diye önüne çıkarmadan bir hayvandan asla bir iş beklemeye hakkımız olmadığını düşüneceğiz.



Not: Sigmund Freud'un,  verdiği konferansta; "cinsel içgüdüyü bütün enerjisiyle asıl amaçlarından saptırıp, bu amaçlara yabancılaştırmaya pek çalışmamamız gerekir, çünkü söz konusu çaba başarıya ulaşamaz ve cinsellik alanındaki sınırlandırmalar fazla ileriye götürülürse, ister istemez tıpkı bir orman kıyımını andıran tahribata yol açar"  dedikten sonara anlattığı fıkradır.

Kaynak: Sigmund Freud, Psikanaliz ve beş konferans, 1975 Basımı

Hiç yorum yok: