27 Mart 2015 Cuma

BİR DEYİŞİN İÇİNİN DOLDURULMASININ YENİDEN YAZIMI

 
Bir bilim adamı siyasetçi olunca nesnelliğini; bir sanatçı ise, siyasetçi olunca muhalifliğini kaybeder. Bu sözden yola çıkarak sakın ola ki, sanatçılar siyasetle uğraşmaz ya da bilim insanları siyaset yapmaz anlamı çıkarılmasın. Sanatçının siyasetle olan ilişkisi muhalifliğinde, bilim insanının siyasetle olan ilişkisi yaşamını aydınlanmaya adamışlığındadır. İnsan dünyayı keşfetmeye sanatla başladı. Yaşamına anlam ve değer katmak isteğindeydi. Mağara duvarlarındaki resimler, heykelcikler, günlük kullanımdaki basit araçlar insanın yaşamına kattığı ilk ürünlerdi. Tüm dünyada acı çeken, sürgün edilen, mahpus yatan, işkence gören, vatandaşlıktan çıkarılan sanatçıları bir düşünün. Bilim ise bilinmeyeni bilinir, görünmeyeni görünür kılması bakımından nesnel olmak zorundaydı. Tarih boyunca, halkını dogmalarla idare edenlere karşı bulduklarıyla ve yaptıklarıyla ters düşen, engizisyonda yargılanan, yakılan bilim insanlarını düşünün. Eğer onlar çizginin öte tarafında yani siyasetçilerin, yönetenlerin (mutlak gücün) bulunduğu yerde olmayı tercih etselerdi; ne bir muhalif yazı yazabilir, ne karikatür yapabilir ne konuşabilir, ne bilinmeyeni bilinir ne de görünmeyeni görünür kılabilirlerdi.
Şimdi de sistemden yana olan ve onunla beslenen sanatçıları ve sözde bilimadamlarını göz önüne  getirin. Gerçek anlamda uygarlıktan söz etmemiz için tüm insanlığın yine gerçek anlamda bilimadamına ve sanatçılara gereksinimi vardır.

Hiç yorum yok: