19 Mart 2012 Pazartesi

HASRET BİTTİ


               Yıllar önceleri, Armağan Şenol'un bir şarkısı vardı. "Kavuştum yine baharla kuzuma, oley oleyiiii, vır vır oleyiiii" diyen. Ben de kavuştum bahara ama kuzularıma değil, kargalarıma, martılarıma, karabataklarıma, güvercinlerime... Renk renk kedilerime, sarman, tekir, benekli, siyah, beyaz, türlü türlü kedilerime. Sahilin ayak takımından kulağı etiketli köpeklerime, onların sahipli ve tasmalı diğer köpeklerle dalaşmalarına, hırlaşmalarına...Biri hırlaştığı zaman etraftaki arkadaşlarının da destek amacıyla, birbirlerine sahip çıkarak gelip hep beraber havlaşmalarına...Bütün bunlar, bir kış boyunca özlenen şeyler, benim için. Bahar aylarında işe gidiş gelişlerimi, havanın durumuna göre ya bisikletle yapar ya da gelişleri olmasa bile iş dönüşlerimi yürüyerek yapmaya çalışırım. Bu yürüyüşler hem zindelik verir, hem kafayı dağıtır ve hem de görsel olarak neler katmaz ki...Güneşin batış saatine yakın olunca, ben gittikçe önümde güneş alçalır, alçalır  ve kızarıklığını an be an takip ederken gözden kayboluşunu izlemek de ayrı bir zevk verir..
               Denizin kokusunu içime sindire sindire Suadiye'den Fenerbahçe'ye yürürken neler görmüyorum ki. Çimlerin üzerinde birbirleriyle oynayan köpekler, frizbi oynayan gençler ve çocuklar, türlü akrobatik marifetlerini sergileyen insanlar, gitar resitali veren müzisyenler, satıcılar, yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk her yaşda insanlar. Ama beni asıl ilgilendiren kargalar. Yakında mutasyona uğrayıp, yüzgeç çıkarırlarsa hiç şaşmam. Martılara özenip, rıhtımdaki su birikintilerine girip girip çıkıyorlar, adeta yüzme provası yapıyorlar gibi. Kedilerin mamalarını yerler, köpeklerin burnunun dibine kadar sokulup, onlarla kovalamaca oynarlar. Sahilde, martıları karada, kargaları da deniz kıyısında görürseniz şaşırmayın sakın. Seyri zevk veren zekice işler de yapıyorlar. Bir keresinde, plajın taşlı kıyısında kümelenmişler, rıhtımdan annesiyle birlikte bir çocuğun kendilerine attığı kırık bisküvileri afiyetle yiyorlardı. Çocuğun attığı bisküvilerden bir tanesi taşlık olan yere değil de, denize düşüp ıslandı. Kargalardan biri gitti onu sudan çıkardı ve bir güzel yedi. Daha sonra, aynı karga atılan her bisküviyi suya daldırdı ve ondan sonra yedi. Bunu gören diğerleri de aynı şeyi yaptı. Belli ki, tuzlu bisküviyi sevmişlerdi. Onları gözlemleme günlerim yaklaşıyor. Bugün hava çok güzel, erken çıkıp yüyüyerek gitmek için iyi bir gün.

6 yorum:

dayatmalarda kayboluş dedi ki...

özlem doldurdun içimi bahar ile.. başka hiç bir mevsime benzemiyor .. başka hiç bir mevsim uyanışları sergilemiyor..

bozbek dedi ki...

Artık neşeli olmak için iyi günler bizi bekler...Çok yaşa seratonin :)

Hektor dedi ki...

DY;

Olması gerektiği gibi bir kışın ardından, olması gerektiği gibi bir bahar yakışır.

Hektor dedi ki...

Bozbek;

Her zaman neşeli günler sizin olsun...

Nini Nileud dedi ki...

bahar gibisi yok, çok özlediğim sevgilim gibi...

gözlemlerini 4 gözle bekleyeceğim Hektor!

Hektor dedi ki...

nini;

Senin kadar güzel olur mu, bilmem ama yazmaya çalışacağım.