7 Mart 2012 Çarşamba

MİZAHÇI GÖZÜYLE


 
           Gözlerimle görüp,  kulaklarımla işitmiştim, Ferhan Şensoy ile Mehmet Barlas bir söyleşide, Kapital'in ağırlığından, ciltlerinin kalınlığından ve de bu üç cildin tamamını okumanın gerçekten de büyük bir sabır ve derinlik  istediğinden bahsederken, Mehmet Barlas, 'ben sadece birinci cildini okuyabildim' deyince, Ferhan Şensoy da, 'adı kapital zaten, birinci cildini okuyanlar sonradan kapitalist oluyor' der.

           Başka bir yerde, başka bir söyleşisinde Ferhan Şensoy, adını şimdi hatırlayamayacağım ve o sıralar   sahneye koymak istediği bir oyununun tekstini yıllar önce kaybettiğinden yakınır. Evinde misafir olduğu subay arkadaşı, o tekstin kendisinde olduğunu, daha önce geldiği bir gün orada bıraktığını söyler. Teksti bulup Ferhan Şensoy'a verir. Oyunu sahneye koyduğunda kendisine haber vermesini ve mutlaka gelip izleyeceğini söyleyen arkadaşına, hemen oracıkda bir kart yazarak verir. Bir kaç yıl sonra Şensoy, oyunu sahneye koyar. Arkadaşı, dediği gibi ilk gün, ses tiyatrosu'nun gişesine gelir ve kartı uzatır. Gişedeki görevli karta bakar ve hemen Ferhan Şensoy'u arar. 'Abi' der, 'burada delinin biri bana bir kart uzattı ve içeri girmek istediğini söyledi'. Ferhan Şensoy, 'kartta ne yazıyor' diye sorar. Gişedeki adam da, kartın üzerindeki yazıyı okur:
"DAN DİYE GİRİŞ KARTI" yazıyor, der.

"İşte", dedirtiyor kendine, "kıvrak zekâlı mizahçı böyle olur, mizahçı gözüyle dünyaya böyle bakılır". 


Not: Bana da ağır gelmiş, birinci ve ikinci cildi (yarısını) okuduktan sonra, kalan kısmı da özet kitaptan okuyarak, kapitalist olmaktan kurtulmuştum.

9 yorum:

Sunay dedi ki...

boşuna kavuk ona geçmedi..

Hektor dedi ki...

O, kavuğu da geçti, derbent.

dayatmalarda kayboluş dedi ki...

dedin sen.. yine haklısın

Hektor dedi ki...

Yaptığı işi geçebilen kaç kişi var, DY?

dayatmalarda kayboluş dedi ki...

o kadar az ki.. marka olmak bu işte.. biliyormusun hep ne düşünürüm, insan başkasıyla yarışınca değil kendisiyle yarışınca gelişiyor..sen ne dersin..

Hektor dedi ki...

Kesinlikle, başkasıyla yarışan kişi en fazla onun kadar olur ve gücü ondan fazla olsa bile sadece onu geçer, kendini değil.

Zeugma dedi ki...

İşte ben de bu yüzden mizahtan hoşlanmayanları hiç anlayamamışımdır. Çünkü her koşulda mizah=zeka demektir bana göre

Ferhan Şensoy'u çok beğenirim bu arada. Ucuz espri yaptığı hiç görülmemiştir.

Hektor dedi ki...

Zeugma,

Nükteleri, İngilizlerin humour dedikleri türdendir ve zekice kotarır. Konuşurken, konunun devamıymış gibi söyleyebilir, dikkat etmezseniz Mehmet Barlas gibi atlayabilirsiniz. Hiçbir zaman sulu esprisine rastlamadım.

Zeugma dedi ki...

Aynen öyle...
"Derya Baykal'dan kurtuldum, Deniz Baykal'dan kurtulamadım" esprisi vardır örneğin, ki Derya Hanım'ın bile çok sevdiği ve zekice bulduğunu söylediği...