3 Şubat 2012 Cuma

RÜYAMDA 3 ŞUBAT


                  Bilmediğim bir yerde ve kalabalık bir topluluk içindeyim. Geniş bir mekânda herkes ellerindeki mızraklarla atış sırasının kendine gelmesini bekliyordu. Karşı duvarda bir dart tahtası vardı. Boyu iki metreye varan mızraklarla dart tahtasındaki hedefi vurma yarışması yapılıyordu. İlk yarışmacı, belirlenen mesafeden elindeki mızrağı hedefe doğru fırlattı. Mızrak olanca hızıyla hedefi tam ortadan yararak geçti ve gözden kayboldu. O esnada kendimi bir anda evde buluyorum ve elimde bir halı ile mızrağı aramak için yürüme mesafesindeki, yaşadığım yer olan Fenerbahçe-Dalyan sahiline gidiyorum ve mızrağın her zaman oturduğumuz çimlere yarıya kadar saplanmış olduğunu görüyorum. Aynı kalabalıkla orada da karşılaşıyorum. Bu kez insanlar evlerinden getirdikleri halıların üzerinde içkilerini içiyorlar, getirdikleri yiyecekleri yiyorlardı. Biraz sonra herkes üzerinde oturduğu halıları da alıp kıyıdan biraz uzaklaşıp, yüzlerini Kınalıada'ya dönerek beklemeye başladılar. Yanımda duranlardan birine 'neler oluyor?' diye sorduğumda, o da bana 'şimdi halı uçurtma yarışması var, onun için kıyıdan açıldılar, biraz sonra kıyıya koşarak gelecekler ve ellerindeki halıları uçuracaklar' dedi. 'Neden halı' dedim, 'bildiğimiz uçurtma' değil. 'Çünkü halı daha çok yük kaldırır' dedi. 'Ne yükü, halıların üzerine yük mü koyacaklar' diye sordum. 'Hayır' dedi. 'Bu insanlar, belleklerindeki kötü anıları ve düşünceleri ile bedenlerinde ve kafalarında kendilerine ağır gelen ne kadar yaşam yükü varsa halıların üzerine koyarak uçuracak ve ne kadar yükseğe uçururlarsa o kadar çok yükden kurtulacaklar ve hafifleyecekler' diye ekledi. 'Peki kimin kazandığını nasıl anlayacaklar, gözden kaybolunca hangi halının ne kadar yükseldiğini anlamak çok zor olsa gerek' dedim. Bana,  'şurada yatan yün yumağı şeklindeki beyaz kediyi görüyor musun' diye sordu. 'Evet' dedim. 'Halılar gözden kaybolunca, her yarışmacı tartılacak ve tartı sonunda o kedinin bir tüyü kadar ağırlığa sahip olan kazanacak' dedi. 'Unutmadan söyleyeyim; bu konuda Hereke halıları çok daha şanslı'! diye de eklemekten kendini alamadı. Her yarışmacı elindeki halıyı sırası geldiğinde denize doğru koşarak havaya fırlattı ve bir zaman sonra gökyüzü renk renk halılarla kaplandı.

3 yorum:

Nini Nileud dedi ki...

şu an, şu saniye halı uçurtma festivali olsun ve ben o kediye dönüşeyim istiyorum!

harikasın Hektor..

Zeugma dedi ki...

Ne güzel bir rüyaymış..
Keşke gerçek olabilse diye düşündüm :)

Hektor dedi ki...

Nini ve Zeugma, İnsanı gündelik gerçekliğin sıkıcılığından alıp götürüyor. Kimin kazanmış olduğunu merak etmiyor musunuz?