1 Ağustos 2015 Cumartesi

SİYASET DIŞI



- Sevgili, en değerli kazanımın mutluluğundur. Her iki cins için de yanıbaşında duran ve çok şeyini paylaştığın kişidir.
- Nereden çıktı şimdi bu?
- Çevrendekiler, ilk zamanlar hayattaki maddi kazanımlarınla ilgilenir. Onların ruh hallerindeki seyir, senin edindiklerine koşut olarak değişkenlik gösterir. Örneğin daha güzel bir çevrede yaşıyorsan, daha güzel bir evin varsa ya da onun sahip olduğundan daha güzel bir arabaya biniyorsan, daha güzel yerde tatil yapıyorsan sürekli kıskanılırsın. Bu tür insanlar önceleri yaşam kaliten, bilgin, kültürün, görmüş geçirmişliğin, sosyal yaşantının kalitesi ile, sanat, bilim, edebiyat, müzik gibi üretilen herşeyden tüketimde payını alıyor olmanla ilgilenmezler. Onlar için varsa yoksa maddi kazanımlarındır. Bunlardan birini kaybetmen, evin kedisi için hindili yaş mama neyse onlar için de en değerli besindir. Giderek her kaybettiğin için ruh halleri mutluluk hormonu enjekte edilmiş gibi yükselir. Kendilerini daha iyi ve daha güvenli hissederler. Çünkü yarışacakları maddi ögelerden bir tanesi daha azalmıştır. Sözüm ona senden üsttedir. Bu durum kendini daha iyi hissetmesine ve sana daha iyi davranmasına yol açacaktır. Seni kendine rakip olarak görmemeye başladıkça davranışları da kıskançlığı ile ters orantılı olarak değişecek ve önceleri çatır çatır çatladığına tanık olduğun kişlerin sana karşı ilgisi ve yakınlığı artacaktır. Sonunda tüm maddi kazanımlarını kaybetsen de, çırılçıplak kalsan da elinde kalan son şey; yanıbaşında duran sevgilin, herşeye rağmen elinden alınamayan bilgi, kültür ve ilkeli kilşiliğin ve bunlara bağlı olan mutluluğun, seninle yarışan kişilerin elde ettikleri tüm maddi kazanımlara rağmen hâlâ kıskanılacaktır. Tüm bunlara rağmen sen yine de onların nazarında gıpta edilecek insan olarak kalacaksın.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Onların ne hissettiği neden bu kadar onemli.. bu tespitler belli olgunluğa ermiş kişiler için çok ham değil mi.. gülüp geçmek kafaya takmamak gerek ;)

Adsız dedi ki...

Bu zrada resimdeki sevgili taş :)))))

Hektor dedi ki...

Dediğin gibi bunlar sadece tespit "Adsız" kardeş. Belli olgunluğa erişmiş Platon'un diyalogları ya da Lun-yü için bugün birileri "neden bunları bu kadar kafaya takıyorlar?" dedi mi?. Yanlış anlaşılmasın ben bir Konfiçyüs ya da Platon değilim.

Tüm ağırlıkları okuyan kadına geçince, kültürel ağırlıklarını kaybeden kitaplar, kadının alt yapısını ortaya çıkarmış. Alt yapı bilinmeden üst yapı anlaşılmaz.

Yueya dedi ki...

Gündem dışı yazmana ilham olmam iyi olmuş :)

Hektor dedi ki...

:))