19 Eylül 2014 Cuma

YİNE-Lİ-YORUM I


 
Bekle ve budala ol, korkma ve utanma. Beklediğin yerde terk et. O yer, senin beklediğin yer değil terk ettiğin yer olsun. Terk edilmek, bekletilmenin verdiği acıdan daha çok acı verir. Böylece acı çeken sen olmazsın

Gelmeden pisleyenler olduğu gibi, pisleyip gidenler de oluyor hayatta. İkisini de görmemenizi dilerim.

Güzel bir film izlemenin, güzel bir insanı tanımanın, güzel bir kitap okumanın, güzel anılar biriktirmenin ve bütün bunların hakkında fikir sahibi olmanın kıvancını taşımak gerek.

Dozu aşıran anne-babalar, yan etkiden en çok etkilenen ise çocuklar. Aşırı doz her zaman sakıncalıdır. Evliliğin üretim tarihi belli ise de, son kullanım tarihi kişilerin dozuna göre değişiyor. "Sürdürülebilir evlilikten" yana bir insan olarak, "tahammül edilemez" hale getirmemek düşüncesindeyim. Yan etkiden kurtulmanın en pratik çözümünün paylaşmaktan geçtiğine inanıyorum. Anlaşabilmek kadar ve hatta ondan daha fazla belki paylaşmak önemli. Bireysellikten kurtulmak, erişilemez hedefler koymamak, küçük hedefler koyarak erişmek sonra başka bir hedef koymak, evlilik ve yaşam yolunda bebek adımları ile yürümek, tuğla tuğla inşa etmek, ne istediğini bilerek ona göre davranmak, isteklerinin gerçekleşmesi için evlilik bir engelse yapmamak...vs. vs. Tüm olumsuzlukları çocukların ulaşamayacağı yere koymak gerek, şeker sanıp yemesinler, acı ilacı:))

Her toplum aynı anda ilerlemiyor. Halkanın ilerisinde olanlar da var, gerisinde olanlar da. Hâlâ yabanıl dönemden kalma alışkanlıklarımızı taşıyoruz. (hep söylerim, yine söyledim:)) Örneğin, D 100 Karayolundan bir resim Hindistan ya da Pakistan'da çekilseydi, görece olarak düzenli bir trafik görüntüsü verirdi. Neden derseniz: "Hiç olmazsa karayolunda fil, inek ve öküz arabası yok." derdik. Bir Hindistanlı da, eğer kendi trafiğinden şikayetçi ise böyle bir resmi hayal ediyordur, kimbilir. Bize gelince; bir kaç fırın ekmek yememiz gerek... Daha ilerilere gitmek için buna mecburuz...

"Mutluluk diye bir şey yoktur, mutlu olmayı istemek vardır" dedi.
"Evrende ve düşüncede olmayan bir şeyi nasıl istersin?" dedim.
dedi ki...
" 'nasıl istersin'  kısmını ancak görsel olarak gösterebilirim ama istersin. Hiç olmadı mı?" dedi.
ben de dedim ki:
"Nasıl istediğinin video kaydını gönderebilirsin". dedim.
 (hala bekliyorum)

Doğru karar: Bugün, sizin çok daha iyi konumda olmanızı sağlayacağınızı düşündüğünüz halde, geçmişte 'hayır' dediğiniz ve üzerinden yıllar geçse bile kişilik ve yaşam tarzınıza göre 'yine hayır' diyeceğim demek suretiyle almış olduğunuz  karardır.

2 yorum:

Joujou dedi ki...

''Nasıl istediğinin video kaydını gönderebilirsin'' cevabınla beni benden aldın sevili Hektor. Hala bekliyorsun, eminim. Daha da çoook beklersin sanki. Aklınla bin yaşa :)

Hektor dedi ki...

Bunu gerçekten tüm içtenliğimle istemiştim sevgili Joujou. Sen de yaşa.