26 Şubat 2014 Çarşamba

BÂTILI BESLEYEN CEHALET Mİ?


Bugün, (Galilei'den sonra) Dünyanın tepsi şeklinde ve düz olduğuna, Güneşin de onun etrafında döndüğüne inanmak ne kadar gülünçse; yine Galilei'den sonra, (ikibin yıl önce gözlemlenmiş) gezegenlere bakarak, insanı doğuştan etkilediklerini söylemek ve karakterlerin oluşumunu buna bağlamak da o kadar gülünçtür. Buna inananlar cahil de olmayabilirler, değildirler de. Çünkü cahil; "öğrenim görmemiş, okumamış" demektir. Eğitim görmüş ve hatta büyük büyük şirketlerin yönetiminde olanlar bile var içlerinde. O halde bu kimseler nasıl oluyor da astrolojiye inanıyorlar? Geçen gün yazdığım 'zincirleme reaksiyonu'mun halkalarında bir yanlışlık olduğunu, bu gerçeğe aklım takılınca anladım. Son halkada: "Cahili bâtıldan korumak gerek" demiştim. Astrolojiye inananlar eğitim almış, okumuş ve dolayısıyla cahil olmayan kimseler olduklarına göre; nasıl olur da gerçek olmayan, çürük, temelsiz bir inanış içinde olurlardı. Bunun adı "bâtıl'dı". Demek ki: Ben çok iyimsermişim. sadece 'cahili bâtıl'dan korumak gerek demişim. Bu durumda herkesi (okumuş, okumamış herkesi) bâtıldan korumak gerekmiş. Bu tanımlamadan çıkan en önemli sonuç ise: Demek ki neymiş; bâtıl'ı besleyen cehalet değilmiş?

Hiç yorum yok: